Byung-Chul Han

Byung-Chul Han
2015 yılında Byung-Chul Han
Doğum1959
Seul, Güney Kore
VatandaşlıkAlmanya, İsviçre
Dönem20. ve 21. yüzyıl
Önemli eser(ler)Yorgunluk Toplumu, Şeffaflık Toplumu, Şiddetin Topolojisi, Psikopolitika, Zamanın Kokusu, Eros'un Istırabı
EtkilendikleriG. W. F. Hegel, Karl Marx, Friedrich Nietzsche, Sigmund Freud, Walter Benjamin, Martin Heidegger, Jean Baudrillard, Carl Schmitt, Richard Sennett, René Girard, Gilles Deleuze, Félix Guattari, Michel Foucault, Michel Serres, Pierre Bourdieu

Byung-Chul Han (Korece:한병철; d. 1959, Seul, Güney Kore) Kore doğumlu İsviçre ve Almanya vatandaşı yazar, filozof ve kültür eleştirmenidir.

Günümüz toplumuna dair derin ve incelikli analizler içeren eserleri birçok dile çevrilmiş olan Han'ın 18., 19. ve 20. yüzyıl felsefesinden beslenen çalışmalarının başlıca referansları arasında Alman İdealizmi (özellikle G. W. F. Hegel), Karl Marx, Friedrich Nietzsche, Frankfurt Okulu, Martin Heidegger, Jacques Derrida, Michel Foucault ve Giorgio Agamben gösterilebilir. Etik, fenomenoloji, postyapısalcılık, kültür kuramı, estetik, din, medya kuramı, yapısöküm gibi konularda tartışma yürüten Han, psikolojik rahatsızlıklar, iktidar, neoliberalizm, kapitalizm, sosyal medya ve popüler kültür gibi temalar ve bu temalar arasındaki ilişkiler üzerine teoriler geliştirmiştir.

2010'da yayımlanan Yorgunluk Toplumu adlı kitabı ile ünlenen Han'ın diğer önemli eserleri arasında Şeffaflık Toplumu, Psikopolitika, Şiddetin Topolojisi, Eros'un Istırabı, Güzeli Kurtarmak gibi kitapları gösterilebilir. Günümüzde sınıf mücadelesinin Marx'ın kavramsallaştırdığı gibi toplumsal değil bireyin kendine dönük içsel bir mücadele olarak yaşandığını söyleyen Han, artık herkesin kendini çalıştırıp yine kendini sömüren işçi-patronlar olarak "girişimci" haline geldiğini, başarısız olduklarında veya problem yaşadıklarında toplumu değil kendilerini sorumlu görüp suçladıklarını ve bu nedenle de "yorgun", bitkin ve tükenmiş hale geldiklerini iddia etmiştir.[1]

Han'a göre hiperaktivite, borderline, depresyon ve bitkinlik gibi psikolojik rahatsızlıklar günümüz toplumlarını şekillendiren durumlardır, fakat bunlar bireysel problemler dolayısıyla değil günümüz kapitalizminin aşırı üretkenlik ve verimlilik üzerine kurulu olması nedeniyle ortaya çıkmaktadır.[2] Neoliberalizmin ekonomik etkilerinin sonucu olarak hem güvenlik hem de sosyal medya ağlarının görünürlük ve açıklık üzerine kurulması ise utanç, gizlilik ve güven gibi değerleri zedeleyerek totaliter bir şeffaflık toplumu üretmekte,[3] bu sayede neoliberal iktidar rejiminin gücünü yerleştirmekte ve daha önceki politik mücadele yöntemleriyle aşılamaz hale getirmektedir.[1]

Hayatı

Seul'deki Kore Üniversitesi'nde metalurji okuduktan sonra Almanya'ya giden Byung-Chul Han, Freiburg Üniversitesi ve Münih Üniversitesi'nde felsefe, Alman edebiyatı ve Katolik teolojisi eğitimi görmüştür. 1994'te Heidegger üzerine yazdığı "Heideggers Herz. Zum Begriff der Stimmung bei Martin Heidegger" (Heidegger'in Kalbi: Martin Heidegger'de Duygu Durumu Kavramı) tezi ile doktora derecesini tamamlamıştır. 2000 yılında Basel Üniversitesi'nin felsefe departmanına dahil olarak fenomenoloji çalışması "Tod und Alterität" (Ölüm ve Ötekilik) ile habilitasyonunu almıştır. 2010 yılında Karsruhe Sanat ve Tasarım Üniversitesi'nde çalışmaya başlamıştır. 2012'den itibaren de Berlin Sanat Üniversitesi'nde felsefe ve kültür eleştirisi alanlarında dersler vermiştir. Berlin'de yaşamaktadır.

Yakın zamana kadar radyo veya televizyon röportajı vermeyi reddeden Han, doğum günü gibi biyografik ya da kişisel detaylara değinmekten de kaçınmıştır.[4] 2015'te hayatını ve düşüncelerini anlattığı "Fatigue Society – Byung-Chul Han in Seoul / Berlin" (Yorgunluk Toplumu - Byung-Chul Han Seul / Berlin'de) adlı belgesel gösterime girmiştir.

Düşüncesi ve Başlıca Eserleri

Byung-Chul Han'ın eserlerinin büyük kısmı günümüz kapitalizminin hızın arttırılması ve teknolojinin yaygınlaşması gibi etkileri üzerine kurulu dünya içerisinde yaşayanların deneyimleri, bu deneyimin temel koşulları ve etkileri hakkındadır. Han neoliberal kapitalist yaşam deneyimini kitaplarında cinsellik, aşk, zihin sağlığı (özellikle hiperaktivite, depresyon ve bitkinlik), şiddet, özgürlük, teknoloji, internet, sosyal medya ve popüler kültür gibi çok çeşitli temalar üzerinden incelemiştir.

Yorgunluk Toplumu

Yorgunluk Toplumu (Müdigkeitsgesellschaft), adlı eserinde Han günümüz toplumunun depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, borderline kişilik ve tükenmişlik sendromu gibi psikolojik hastalıklarla şekillenen patolojik bir dünya olduğunu ifade eder. Fakat bunların nedeni insanların bedensel ya da kişisel durumları değil, kapitalist yaşamın neden olduğu pozitifliğin aşırılığıdır.[5] Kapitalizm aşırı pozitif bir dünya haline gelmiştir, bütün ihtiyaçları karşılacak nesneler ve insanlar sanki her an her yerde hemen gelebilecek kadar mevcut gibi görünmektedir. Bu durum ise insanların negatif deneyimlerle yüzleşememelerine neden olmaktadır.[6]

Han'a göre kapitalizmin aşırı pozitifliğinin bir diğer boyutu da daha fazlasına erişmek için kendini olabildiğince zorlamak ve daha üretken ve verimli hale gelmek gibi değerler üzerine kurulu kapitalist bir yaşam biçiminin insanları durmadan kendi kendilerini sömürmeye itildikleri bir hale getirmesidir. İnsanlar bir yandan kendilerini olabildiğince çok çalışmaya iterken, diğer yandan da bu çabalama zorunluluğunu kendi istekleriyle gerçekleştirmek yükümlülüğü altındadırlar. Şiddet insana dışardan gelen bir kuvvet olarak değil insanın kendi kendisine dönük olarak gerçekleştirdiği bir baskı olarak deneyimlendiği için psikolojik bir hale gelen iktidarın şiddeti yine psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Dolayısıyla tükenmişlik sendromu ya da depresyon gibi günümüzün yaygın hastalıkları aslında kapitalist yaşamın neoliberal iktidar rejiminin neden olduğu durumlardır.[5]

Şiddetin Topolojisi

Han, Şiddetin Topolojisi'nde (Topologie der Gewalt) Yorgunluk Toplumu'nda incelemeye başladığı analizini sürdürür. Şiddet ve bireysellik arasındaki ilişkiye odaklanarak yaygın kanının aksine günümüzde toplumda şiddetin azalmadığını, fakat görünüş biçiminin değiştiğini ve daha ikircikli biçimlerde işlediğini iddia eder.

Foucualt'nun bahsettiği "disiplin toplumundaki" gibi fiziksel şiddetin yerini anonim, öznesizleştirilmiş, sistemli bir şiddet almıştır. Bu şiddet kendisini görünür kılmaz çünkü karşıtı gibi görünen özgürlük ile birlikte işlemektedir. Günümüzde toplumsal iktidarın uyguladığı şiddet bireye dışardan gelen fiziksel bir etki değil, bireyin kendi kendisine uyguladığı maddi olmayan bir baskıdır. Günümüz neoliberal kapitalist dünyasında yaşayanlar kendilerini özgür bireyler olarak düşünmektedirler, dolayısıyla kendilerine dışardan gelen bir baskı veya zorlama olmadığı kanısındadırlar. Bu durum onların bütün sorumluluğu kendilerine yüklemelerine, bu nedenle de suçlu olarak da yine kendilerini görmelerine neden olmaktadır. Her ne kadar şiddet kapitalizmin neoliberal iktidar rejiminin neden olduğu bir şiddet olsa da, bireylere kendi kendilerine dair göründüğü için özneler şiddetin kaynağını kendilerinin dışında olduğunu görebilecek durumda değillerdir. Bu anlamda günümüzde kapitalist iktidarın yarattığı özgürlük düşüncesi aslında özgür bir yaşama değil, iktidarın daha güçlü yerleşmesine neden olmaktadır. İnsanlar kendilerinin özgür olduğunu düşünürken ve daha çok özgürlüğe ulaşmaya çalışırken aslında daha sert ve kaynağını bir türlü doğru tespit edemedikleri bir şekilde şiddete maruz kalmaktadırlar.[7]

Eros'un Istırabı

Eros'ın Istırabı'nda (Agonie des Eros) Byung-Chul Han Yorgunluk Toplumu ve Şeffaflık Toplumunda geliştirdiği düşünceleri ileri taşır. "Öteki" kavramı üzerine bir analizle başlayan Han, arzu ve aşk üzerine bir tartışmaya girişir. Lars von Trier'in "Melankoli" filmini günümüze özgü depresyonun ve aşkın imkansız hale gelişinin betimlenişi olarak yorumlayarak toplumunun git gide daha fazla narsisizm ve "kendini-referans alma" ile biçimlendiği iddia eder. Narsisizm kendine aşık olma değil, kendilik ile başkası arasındaki sınırın muğlaklaşmasıdır. Bu nedenle narsist özne tüm dünyayı sanki kendi suretinden yaratılmış, kendi düşüncesinin bir ürünü ya da kendi arzusunun bir temsili olarak görür. Han'a göre bu durum "düşünmeyi" imkansız hale getirmektedir çünkü narsist öznenin dünyasında kendini referans almadan anlamlandırdığı hiçbir şey yoktur.

"Düşünme" ancak aşk ile mümkündür. Aşk ise ancak bir öteki ile, yani bir dostla, sevgiliyle kurulan ilişkide kendin-olmaktan çıkılarak yaşanılan dönüşümle mümkündür. Ancak bu şekilde mevcut olanın ötesine geçerek yeni ve yaratıcı olanı açığa çıkaracak bir deneyime erişebiliriz. Pozitifliğin bolluğu ve kendini-referans alma başkasıyla karşılaşma imkanının kaybına yol açmaktadır. Han'a göre düşünme daha önce hiç değerlendirilmemiş olanla yüzleşmek, anlaşılmamış olana duyulan arzu ve onunla bir karşılaşma deneyimine girme uğruna kendinin ötesine geçme olarak aşk ile mümkündür. "Erosun ıstırabı" aynı zamanda "düşüncenin ıstırabıdır" çünkü kendi temsil ettiği dünyadan başka bir dünya tahayyül edemeyen kendini-referans alma için aşk imkanı olmadığı gibi düşünme imkanı da yoktur. Düşünme ve aşık olma imkanı için her şey anlaşılmış, "beğenilmiş" ve kullanıma hazır olmamalıdır.

Han teşhisini arzunun kaybına kadar genişletir, bu başka olana kendini adama imkanının ortadan kaybolmasıdır. Bu durumda özneler yalnızca kendileri etrafında dönmeye başlarlar ve yeni ilişkiler geliştirmek imkansız hale gelir. Aşk ve cinsellik de bu süreçten etkilenmektedir çünkü pornografi; aşk, erotik ve arzuyu toplumsal gözün önünden kaldırmaktadır. Aslında pornografi salt teşhircilik olarak bir çeşit "her şeyi göstermek" olduğu için hiçbir şeyi gizli bırakmaz, oysa erotik olan her zaman gizli saklı kalan bir içeriğe sahiptir. "Gizemi ve anlatımı olmayan, sadece sergileniyor oluşuna indirgenmiş çıplak yüz müstehcen ve pornografiktir. Kapitalizm her şeyi bir meta olarak düzenleyip görücüye çıkardığı ölçüde toplumun pornografikleşmesi sürecini şiddetlendirir. Cinselliğin başka bir kullanımını tanımaz. Eros'u pornoya dönüştürerek kutsallığını bozar."[2]

Psikopolitika

Han Psikopolitika'da artık hepimizin kendi kendini sömüren bir halde olduğumuzu söyler: "Bugün, herkes kendi girişiminde kendini-sömüren işçidir. İnsanlar artık aynı anda hem efendi hem köledir. Sınıf mücadelesi dahi kendine karşı iç mücadeleye dönüşmüştür."[8] Bireyler artık "girişimci" özneler haline gelmiştir. Kendilerinin iktidarın baskısı altında zaptedilmiş, konrol ve kısıtlamalara tabi özneler olduklarını düşünmemekte, kendilerini "özgür" bireyler olarak durmadan kendini geliştiren projeler olarak görmektedir. Oysa bu yalnızca daha etkili ve daha verimli bir baskı ve kontrol mekanizmasının işleyiş biçimidir. Kapitalist neoliberal iktidar kendi zıttı gibi görünen "özgür yaşam" düşüncesini kendi iktidarının işleyiş biçimine göre tanımlayarak iktidarını yerleştirmektedir. Günümüzde insanlar ne kadar "özgür" yaşamak için çabalarlarsa, aslında o kadar iktidarın baskısı altında zaptedilmiş olacaklardır.

Michel Foucualt'nun Hapishane'nin Doğuşu, Cinselliğin Tarihi, Biyopolitikanın Doğuşu gibi eserlerinde incelediği ve "disiplin toplumu" adını verdiği bedensel kuvvetleri okul, işyeri, hastane, hapishane, akıl hastanesi ve ordu gibi kurumlarda eğitip organize ederek iktidar için verimli ve kullanışlı özneler hale getiren biyo-politika rejiminin artık geride kaldığını iddia eden Han, artık "psiko-politika" rejimi içerisinde yaşadığımızı savunur. "Özgür" bireyler kendilerini dışardan gelen baskılardan bağımsızmış gibi düşündükçe üzerlerindeki tek baskı kendi kendilerine uyguladıkları baskı gibi görünmekte, bu nedenle de psikolojik bir biçim almaktadır. Artık özneleri üreten disiplin değil, girişimciliktir. Herkes "özgür" yaşayabilmek için bir o kadar verimli, üretken, başarılı olmak zorundadır ve bu yükümlülüklerin altına girdikçe bir o kadar da kapitalist neoliberal iktidarın mekanizmalarına uymakta, onları geliştirip yerleştirmektedir.

Burada Şiddetin Topolojisi'ndeki iddialarını ilerleten Han, özgün bir şiddet anlayışı öne sürer. Bu görüşün merkezindeki düşünce şiddetin ifadesini "negatif" ve "pozitif" biçimlerde bulduğudur. Negatif şiddet, şiddetin açıkça fiziksel dışavurumudur, buna örnek olarak silahlı savaşlar, işkence veya dayak örnek gösterilebilir. Pozitif şiddet ise kendisini aşırı-başarı, aşırı-üretim, aşırı-iletişim, aşırı-dikkat, aşırı-aktiflik olarak gösterir. Han bu pozitif şiddetin negatif şiddetten daha fazla yıkıcı etkileri olabileceği konusunda uyarır.[8]

Alımlanması ve Eleştiriler

Görece küçük bir yayınevinden basılmış olmasına rağmen 2010'da yayımlanan Yorgunluk Toplumu beklenmedik biçimde Almanya'da çoksatanlar listesine girmiş ve Byung-Chul Han'ın adının duyulmasına katkıda bulunmuştur. O zamandan beri Han 20'den fazla dile çevrilmiş ve dünyada en çok okunan yaşayan filozoflar arasına girmiştir. Özellikle Latin Amerika ve İspanya'da büyük bir karşılık bulmuştur.[9]

2015 yılında Le Prix Bristol des Lumières ödülüne, 2016 ise Salzburger Landespreis für Zukunftsforschung ödülüne layık görülmüştür.

Byung-Chul Han, 2016'da yayımlanın Avrupa Birliği Dijital Temel Haklar Bildirgesi'nin başlatıcılarındandır.

2017'de Guardian gazetesinde o yıl basılan Psikopolitika hakkında olumlu bir inceleme yayımlanırken,[10] Hong Kong Review of Books (Hong Kong Kitap İncelemeleri) dergisi bir yandan Han'ın üslubunu aforizma olmaya yaklaşacak biçimde özlü, anlatımını oldukça okunaklı ve ikna edici biçimde damıtılmış derin fikirlerle dolu olmakla övmüş, diğer taraftan ifadelerinin zaman zaman reklam panosu sloganlarına yaklaşacak derecede basitleşmesini, hatta bayağı görünmesini rahatsız edici bulmuştur.[11]

Slavoj Zizek, Byung-Chul Han'ın gözlemlerinin derinliğini ve yerindeliğini kabul etmekle beraber Han'ın bahsettiklerinin daha çok orta-üst sınıf beyaz yakalılar için geçerli olduğunu, üstelik onlar için de her zaman geçerli olmadığını, ayrıca dünyada Han'ın artık ortadan kalktığını iddia ettiği koşullarda yaşayan milyonlarca insan olduğunu savunur. Onun yerine Han'ın analizini belirli bir ekonomik sınıfın deneyimi olarak belirleyip farklı sınıfların farklı iktidar mekanizmalarına daha çok maruz kaldıkları yönünde düşünmeyi önerir. Zizek'e göre günümüzde herkes yorgun bir halde olsa da yorulma biçimleri sınıfsal konumlarına göre değişiklik göstermektedir.[12]

Eserleri ve Türkçe Baskıları

Bibliografi

Aşağıda Byung-Chul Han tarafından yazılan kitapların orijinal Almanca isimleri, ilk basımlarının yayımevi, yayımlandığı şehir ve ilk basım yılı belirtilmiş, eserler kronolojik olarak sıralanmıştır.

  • Heideggers Herz. Zum Begriff der Stimmung bei Martin Heidegger. Wilhelm Fink, Paderborn 1999.
  • Todesarten. Philosophische Untersuchungen zum Tod. Wilhelm Fink, Paderborn 1999.
  • Martin Heidegger. UTB, Stuttgart 1999.
  • Tod und Alterität. Wilhelm Fink, Paderborn 2002.
  • Philosophie des Zen-Buddhismus. Reclam, Stuttgart 2002.
  • Was ist Macht. Reclam, Stuttgart 2005.
  • Hyperkulturalität: Kultur und Globalisierung. Merve, Berlin 2005. ISBN 978-3-88396-212-2.
  • Hegel und die Macht. Ein Versuch über die Freundlichkeit. Wilhelm Fink, Paderborn 2005.
  • Gute Unterhaltung. Eine Dekonstruktion der abendländischen Passionsgeschichte. Verlag Vorwerk 8, Berlin 2007.
  • Abwesen: Zur Kultur und Philosophie des Fernen Ostens. Merve, Berlin 2007. ISBN 978-3-88396-235-1.
  • Duft der Zeit: Ein philosophischer Essay zur Kunst des Verweilens. Transkript 2009.
  • Müdigkeitsgesellschaft Matthes & Seitz, Berlin 2010, ISBN 978-3-88221-616-5.
  • Shanzhai 山寨 - Dekonstruktion auf Chinesisch. Merve, Berlin 2011, ISBN 9789896419394.
  • Topologie der Gewalt. Matthes & Seitz, Berlin 2011, ISBN 978-3-88221-495-6.
  • Transparenzgesellschaft. Matthes & Seitz, Berlin 2012, ISBN 978-3-88221-595-3.
  • Agonie des Eros. Matthes & Seitz, Berlin 2012, ISBN 978-3-88221-973-9.
  • Bitte Augen schließen. Auf der Suche nach einer anderen Zeit. Matthes & Seitz Berlin 2013 ebook, ISBN 978-3-88221-064-4.
  • Digitale Rationalität und das Ende des kommunikativen Handelns. Matthes & Seitz Berlin 2013, ISBN 978-3-88221-066-8.
  • Im Schwarm. Ansichten des Digitalen. Matthes & Seitz, Berlin 2013, ISBN 978-3-88221-037-8.
  • Psychopolitik: Neoliberalismus und die neuen Machttechniken (Essay Collection). S. Fischer Verlag Frankfurt 2014 ISBN 978-3100022035.
  • Die Errettung des Schönen. S. Fischer Verlag Frankfurt 2015.
  • Die Austreibung des Anderen: Gesellschaft, Wahrnehmung und Kommunikation heute. S. Fischer, Berlin, 2016. ISBN 978-3103972122.
  • Close-Up in Unschärfe. Merve, Berlin 2016. ISBN 978-3-88396-387-7.
  • Gute Unterhaltung: Eine Dekonstruktion der abendländischen Passionsgeschichte. Matthes & Seitz, Berlin 2017. ISBN 978-3957572752.
  • Lob der Erde: Eine Reise in den Garten. Ullstein, Berlin 2018. ISBN 978-3550050381.
  • Vom Verschwinden der Rituale: Eine Topologie der Gegenwart. Ullstein, Berlin 2019. ISBN 978-3550050718.
  • Kapitalismus und Todestrieb. Matthes & Seitz, Berlin 2019.
  • Palliativgesellschaft. Schmerz heute. Matthes & Seitz, Berlin 2020. ISBN 978-3957572691.

Türkçe Yayımlananlardan Bazıları

Aşağıda Byung-Chul Han tarafından yazılan kitapların Türkçe ilk çevirilerinin isimleri, çevirmenleri, yayımevleri ve ilk basım yılları verilmiş, orijinal kopyaların ilk basım yılları parantez içinde belirtilmiştir.

  • Şiddetin Topolojisi. çev. Dilek Zaptçıoğlu, Metis: 2016 (2011).
  • Şeffaflık Toplumu. çev. Haluk Barışcan, Metis: 2017 (2012).
  • Yorgunluk Toplumu. çev. Selim Karlıtekin. Açılım Kitap: 2018 (2010).
  • Zamanın Kokusu. çev. Şeyda Öztürk, Metis: 2018 (2009).
  • Güzeli Kurtarmak. çev. Kadir Filiz, İnsan Yayınları: 2018 (2015).
  • Psikopolitika. çev. Haluk Barışcan, Metis: 2019 (2014).
  • Eros'un Istırabı. çev. Şeyda Öztürk, Metis: 2019 (2012).
  • İktidar Nedir?. çev. Mustafa Özdemir, İnsan Yayınları: 2020 (2005).
  • Yeryüzüne Övgü - Bahçelere Bir Yolculuk. çev. Nafer Ermiş, İnka: 2021 (2018).
  • Zen Budizm Felsefesi. çev. Mustafa Özdemir, İnsan Yayınları: 2021 (2002).
  • Çakma: Çince Yapıbozum. çev. Sibel Atam, Telemak: 2021 (2011).
  • Kapitalizm ve Ölüm Dürtüsü. çev. Çağlar Tanyeri, İnka: 2021 (2019).

Kaynakça

  1. ^ a b "Why Revolution is No Longer Possible - Our World". Byung-Chul Han. 3 Kasım 2015. 9 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  2. ^ a b Eros'un Istırabı. Byung-Chul Han. Metis. 2020. 
  3. ^ "Widerrede - Klarheit schaffen". Steffen Kraft (Almanca). 19 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  4. ^ "Byung-Chul Han, Ronald Düker: From pasta to pyrotechnics (25/07/2011) - signandsight". Ronald Düker. Literaturen magazine. 26 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  5. ^ a b Yorgunluk Toplumu. Byung-Chul Han. Açılım Kitap. 2019. 
  6. ^ Han, Byung-Chul (2015). The Burnout Society. Stanford: Stanford University Press. ISBN 978-0-8047-9509-8. 19 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2021. 
  7. ^ Şiddetin Topolojisi. Byung-Chul Han. Metis. 2016. 
  8. ^ a b Psikopolitika. Byung-Chul Han. Metis. 2020. 
  9. ^ Galindo, Juan Carlos (10 Şubat 2018). "El filósofo surcoreano que se hizo viral". El País (İspanyolca). ISSN 1134-6582. 19 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  10. ^ "Psychopolitics: Neoliberalism and New Technologies of Power by Byung-Chul Han – review". Stuart Jeffries, The Guardian (İngilizce). 30 Aralık 2017. 11 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  11. ^ Hamilton (16 Mayıs 2018). "Psychopolitics". HONG KONG REVIEW OF BOOKS 香港書評 (İngilizce). 10 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  12. ^ PANDEMIC!: COVID-19 Shakes the World. Slavoj Zizek. OR Books. 2020. ss. 19-23. 
Otorite kontrolü Bunu Vikiveri'de düzenleyin